Skip to main content

Travma ve Travma Sonrası Stres

By Kasım 26, 2019Aralık 11th, 2019Terapi Konuları

Visits: 162

Depremler, savaşlar, cinsel taciz ve tecavüz, ölüm ve akla gelebilecek pek çok korkunç olay…

Bu yazıda birbiriyle ilintili iki konudan, travma ve travma sonrası stres bozukluğundan bahsedeceğim.

Kelimeyi Türkçeleştirmek gerekirse sarsıntı, örselenme gibi karşılıklarına rastlamak mümkün ancak günlük dilde travma bizim de ele alacağımız şekilde ruhsal sarsıntıları ifade etmek için kullanılan bir kelime. Peki gerçekten diğer pek çok psikolojik terimde olduğu gibi doğru kullanıyor muyuz?

Gelin birlikte göz atalım.

Travma için, kişinin doğrudan veya dolaylı olarak maruz kaldığı, bedensel veya ruhsal bütünlüğüne zarar verebilecek nitelikte ve hayatı tehdit edecek boyutta; doğal afet, savaş, fiziksel şiddet, cinsel taciz ve tecavüz, kaza ve ani kayıplar gibi yaşantılarla birlikte ortaya çıkan ruhsal tabloya verilen genel ad diyebiliriz. Travmatik bir olaya maruz kalan kişide yoğun korku, dehşet ve çaresizlik gibi hisler ortaya çıkabilir.

Travmanın kişiye etkisi ise travmatik olayın boyutu, kişinin doğrudan veya dolaylı olarak olayı yaşaması, kişiye fiziksel etkileri, kişinin stresle ve genel baş etme becerilerinin ne kadar gelişmiş olduğu, psikolojik olgunluk, genetik faktörler, sahip olunan sosyal destek ve olaya etfedilen anlamla ilişkili olarak farklılıklar gösterebilmektedir.

İnsanlar travmatik olayların etkilerini yukarıda sayılan faktörlere bağlı olarak kendi kendilerine atlatabilmekle birlikte, bazı durumlarda travmanın izleri kişilerin hayatlarına zaman içerisinde olumsuz yönde etki etmeye devam ederler. Travma sonrası stres bozukluğu ( TSSB) kavramı da bu noktada karşımıza çıkmaktadır aslında.

TSSB’de insanlar travmatik olayı hatırlatan bir şey olmasa bile flashback’ler kabuslar halinde olayı tekrar tekrar yaşayabilirler. Bu şekilde tekrar yaşantılama esnasında veya bir hatırlatıcı ile karşılaşmaları durumunda terleme, nefeste daralma, çarpıntı gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir.

Yaşanan olayı hatırlatabilecek kişi, yer, durum ve benzeri uyaranlardan kaçmaya ve kaçınmaya çalışırlar. Eskiden zevk alınan etkinliklerde azalma, çevresine ve kendisine yabancılaşma (depersonalizasyon, derealizasyon), travmatik olayın tamamını veya bir kısmını hatırlamama gibi durumlar yaşanabilir.

Konsantrasyonda ve uykuda bozulmalar meydana gelebilir. Kişi diken üstündedir, çok çabuk öfkelenebilir, tedirgindir ve ses gibi çevresel uyaranlara aşırı tepki verebilir, kolaylıkla irkilebilir, yaşanan duruma TSSB denilebilmesi için yukarıda yer alan belirtilerden ilk iki grupta en az bir, üçüncü gruptansa iki belirtinin en az bir ay süre ile görülmesi yeterlidir. Eğer belirtiler bir aydan daha kısa süreli gözlemlenirse bu duruma akut stres bozukluğu denilebilir.

Tüm bu belirtilere ek olarak kişilerde umutsuzluk, değersizlik utanç duyguları ve kendine zarar verme davranışları da eşlik edebilir.

TSSB belirtileri bazen travmatik olaydan 6 ay sonra daha ortaya çıkabilir. Vakit kaybetmeden tedavi sürecini başlatmak kişinin bu süreci en hafif şekilde atlatması için gerekli ve önemlidir.

Hayatın neler getireceğini belirlemek çoğu zaman bizim insiyatifimizde değildir. Ancak olumlu veya olumsuz her ne yaşarsak yaşayalım sahip olduğumuz en kıymetli şey kendi varlığımız ve yaşanacak hiçbir şey onun değerini düşürecek güce sahip değildir.

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.