Skip to main content

Bizi Bu Havalar mı Mahvetti?

Visits: 15

Beni bu güzel havalar mahvetti diyerek başlıyor Orhan Veli şiirine. Yaşadığı şeylerin sorumluluğunu hep güzel havaların sırtına yüklüyor. Şikayetçi gibi görünse de halinden de memnun sanki. Ama ben bu giriş cümlesini biraz değiştirip kendim de dahil olmak üzere herkese bir soru sormak istiyorum. Acaba bizi bu havalar mı mahvetti?

Güneşli, kapalı, yağmurlu, fırtınalı, karlı, sıcak, soğuk hep bir ucundan tutuyor ruh halimizin. Komşumuzun çocuğundan şikayet eder gibi şikayetçiyiz çoğu zaman havalardan. Bunda haksız da sayılmayız aslında. Ancak bu etkinin büyüklüğü sandığımız kadar büyük ve doğrudan bir etki gibi görünmüyor. Peki büyük küçük demeden neler oluyor bir göz atalım isterseniz.

Öncelikle güneşli havaların psikolojimiz üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu ortak bir kanı. Bunda etkili olan nedenlerden birisi vücudumuzda salgılanan serotonin seviyesinin güneşli havalarda artması gibi duruyor. Enerji artışıyla birlikte daha hareketli hale geliyoruz. Başka bir deyişle  daha dürtüsel oluyoruz. Restoranda daha çok bahşiş veriyoruz ya da daha fazla romantik teklifte bulunup, yaz aşklarına meylediyoruz; ama diğer taraftan toplu şiddet olaylarında ve intihar vakalarında da artış söz konusu.

Güneşi görmüşken sıcaklardan ve nemden bahsetmemek olmaz elbette. Ülkemizin özellikle yaz aylarında tavan yapmasıyla birlikte gündemin vazgeçilmez konularından biri olan sıcak ve nem, varlığıyla yaşamın konforu üzerinde olumsuz etkilere sahip. Bu tip havalarda bunalan, daralan insanın sinir kat sayısında da bir artış olduğunu söylemek, tespiti hiç de zor olmayan bir durum gibi görünmekte.

Havaların soğuduğu, yağmurun karın hayatımıza dahil olmaya başladığı günlere yavaş yavaş geçecek olursak, bu sefer hormonlara da bağlı olarak depresif bir moda geçiş yapıldığı söylenebilir. Tabii ki bu tip havaların gündelik hayatı da bir nebze daha zor hale getirdiği ve kişisel konforumuzun bir darbe de buradan yediği gerçeğini göz ardı etmemek lazım. Örneğin hava 4C, yağmurlu, sıcacık yataktan çıkıp, sabah yollara düşmüşsünüz, okula işe gidiyorsunuz, trafiğe dalmışsınız ve yoldan geçen arabalardan üzerinize sular sıçrıyor. Tüm bunlardan keyif almak pek akla hayale sığmadığı gibi, mevsim ve hava şartlarını her şeyin sorumlusu ilan edip düşman bellemek de olası bir durum gibi görünüyor.

Öğrenilmişlikler. Hormonal değişiklikler ve yaşam koşulları göz önüne alındığında bir takım etkilerden bahsetmek mümkün belki. Ancak hava koşulları bize tek başına bir şey anlatamayacak büyüklükte bir psikolojik etkiye sahip diyebiliriz. Düşünün ki bizler ve çevremizdeki insanların bazıları yaz insanı olduğunu söylerken, bir kısmı yazdan nefret eder derecede veya bir kısım romantizm dolu kalp yağmurlu havaları severken, diğerleri için gökyüzünden zulüm gibi bir şey yağmakta. Sonuç olarak hava şartları hep değişmekte ama bu havada çalışılmaz düşüncesi hep bu değişime ayak diremekte gibi.

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.