Visits: 96
Uyurken ışığı açık bırakanlar, yüksek bir yerdeyken kalbi yerinden çıkacak gibi olanlar, söz sırası kendisine geldiğinde ecel terleri dökenler ve daha neler neler…
Bu başlık altında herkesin diline pelesenk olmuş bir konudan, fobilerden bahsedeceğim.
Fobi denince çoğu insanın aklına en temel haliyle “korku” geliyordur diye düşünüyorum. Bunun doğruluk payı olmakla birlikte herhangi bir korkuyla fobiyi birbirinden ayıran şey ise fobilerde herhangi bir durum veya nesneye karşı olağan dışı bir korku halinin varlığıdır. Kişi aslında korkusunun mantık dışı olduğunun farkındadır. Ancak bazı durumlarda bırakın korkutucu nesne veya durumla karşılaşmayı, düşüncesi bile kişi için belli ölçüde kaygı vericidir.
İnsanlar fobilerinin kaynağı olan nesne veya durumdan kaçarak ya da kaçınarak kaygılarıyla baş etmeye çalışırlar.
Lakin pek çok durumda bu, kişinin hayatını kısıtlayan ve gitgide yaygınlaşan bir hal aldığı için beraberinde başka alanlarda da sıkıntılar yaşanmasına neden olabilir. Ruhsal rahatsızlıklar içerisinde kaygı bozuklukları başlığı altında yer alan fobilerin; sosyal fobi, agorafobi ve karanlık, yükseklik, böcek fobisi ve benzeri şekilde sadece tek bir durum ve nesneyle tanımlanan özgül fobiler gibi türleri vardır.
Kişinin yaşam kalitesi üzerinde son derece olumsuz etkileri olan fobilerin tedavisinde kişiye uygun bir yol belirlendiği takdirde ve danışanın da iş birliği sayesinde başarı oranı son derece yüksektir. Ve son sözüm bu yazıyı okuyan ve korkularıyla nasıl baş edeceğini bilmeyen dostuma! Fobilerine karşı benimle, omuz omuza mücadele etmeye var mısın?