
ataşehir psikolog kubilay ersanlı,nostalji konusu üzerine böyle bir yazı hazırladı. metropol istanbu psikolog hizmeti. ataşehir psikolog randevu. istanbul psikolog randevu. anadolu yakası psikolog. kadıköy psikolog. ümraniye psikolog.
Bir anıyı hatırlatan bir şarkı, eski bir fotoğraf ya da çocukluk kokularını taşıyan bir yemek… Tüm bu anlar bizi zamanın gerisinde bir yolculuğa çıkarır. Geçmişe duyulan özlem, hepimizin yaşamında bir noktada hissettiği evrensel bir duygudur. Peki, neden geçmişi bu kadar özleriz? Neden nostaljiye karşı böylesine derin bir sevgi duyarız?
Nostaljiyi yalnızca geçmişe duyulan bir özlem değil, aynı zamanda bir baş etme mekanizması olarak da ele alabiliriz. Dr. Constantine Sedikides, nostaljiyi “duygusal bir kaynak” olarak tanımlar. Nostaljik anılar, bireyin kendini daha anlamlı hissetmesine ve hayatta bir yön bulmasına yardımcı olabilir. Bu, nostaljinin sadece melankolik bir durum değil, aynı zamanda bizi güçlendiren bir deneyim olduğunu da gösterir.
Nostalji Nedir ve Neden Önemlidir?
Nostalji, eski Yunanca kökenli bir kelime olup, nostos (eve dönüş) ve algos (acı) kelimelerinin birleşiminden gelir. İlk olarak 17. yüzyılda askerlerde gözlemlenen bir “eve dönüş hasreti” olarak tanımlanmıştır. Bugün ise nostalji, hem bireysel hem de toplumsal bir olgu olarak karşımıza çıkar. Eski günleri hatırlamak, yaşamda anlam arayışımızın bir parçasıdır.
Nostaljik duygular, geçmişte kaybettiğimiz bir şeyi özlemekten çok, o anılarda hissettiğimiz duyguları yeniden yaşama arzusuyla ilgilidir. Nostalji, bizi mutlu eden bir olayı yeniden hatırlatarak, şimdiki zamanın zorluklarıyla daha kolay başa çıkmamızı sağlayabilir. Nostaljinin stresi ve yalnızlık hissini azalttığını ve benlik akgısını sürekli kılarak, mutlu hissetmelerine yardımcı olduğunu ortaya koyan bilimsel araştırmalar bu duruma örnek olarak gösterilebilir (Wildschut, Sedikides, Arndt ve Routledge, 2006).
Geçmiş ve Hayallerimiz
Peki, nostalji yalnızca geçmişe duyulan bir özlem midir? Yoksa hayallerimizin bir uzantısı olarak mı karşımıza çıkar? Fransız yazar Marcel Proust, Kayıp Zamanın İzinde eserinde geçmişi bir fincan çayda çözülen bir madeleine kurabiyesi aracılığıyla hatırlar. Proust’a göre geçmiş, olduğu gibi değil, onu nasıl hayal ettiysek öyle var olur. Bu, geçmişe duyduğumuz özlemin aslında bir yanıyla hayallerimize duyduğumuz özlem olduğunu da ortaya koyar.
Psikoloji açısından bakıldığında, geçmişteki hayallerimizi özlemek, bugünkü hayatımızla hayal ettiklerimiz arasında bir köprü kurar. Eğer geçmişte daha mutlu hissettiğimizi düşünüyorsak, bu durum, bugünkü hayatımızı yeniden gözden geçirme fırsatı sunar. Hayallerimizi özlemek, yaşamımıza anlam katacak yeni yollar aramak için güçlü bir motivasyon kaynağıdır.
Geçmişle Bağ Kurmak ve Geleceği İnşa Etmek
Nostalji, yalnızca geçmişte yaşamak anlamına gelmez; aksine, geçmişten güç alarak geleceği inşa etme fırsatı sunar. Ünlü psikoterapist Irvin Yalom, “Geçmişinizi anlamadan geleceğinizi tam anlamıyla yaşayamazsınız” der. Nostalji, bizi geçmişin yüklerinden değil, güzelliklerinden beslenmeye davet eder. Bu, geçmişi bir yük değil, bir hazine olarak görme biçimidir.
Bununla birlikte, nostaljinin aşırıya kaçtığı durumlar bireyi geçmişte takılı kalmaya ve şimdiki zamanı ıskalamaya da itebilir. Örneğin, sık sık “eskiden her şey daha güzeldi” cümlesini kuruyorsanız, geçmişi romantize ediyor olabilirsiniz. Bu durumda, geçmişin bugüne nasıl bir anlam kattığını fark etmek ve şimdiki zamanda küçük mutluluklar inşa etmek önemlidir.
Nostaljiyle Sağlıklı Bir İlişki Kurmak
Nostaljiye duyulan sevgi, geçmişle sağlıklı bir bağ kurmamızı sağlar. Ancak burada önemli olan, geçmişi bir kaçış değil, bir öğretici olarak görmektir. Nostaljiyle sağlıklı bir ilişki kurmanın yollarından biri, anılarınızı kutlamak olabilir. Eski fotoğraflara bakmak, çocukluk arkadaşlarınızla konuşmak ya da sevdiğiniz eski bir şarkıyı dinlemek, size kim olduğunuzu hatırlatabilir.
Ayrıca, şimdiki zamanı beslemek de oldukça önemlidir. Geçmişte özlediğiniz duyguları bugünkü yaşamınıza nasıl taşıyabileceğinizi düşünmek faydalı bir yol olabilir. Belki o çocukluk heyecanını, küçük bir hobiyle yeniden canlandırabilirsiniz. Bunun yanı sıra, hayallerinizi canlandırmak da nostaljiyle sağlıklı bir ilişki kurmanın bir parçası olabilir. Geçmişte hayalini kurduğunuz bir şeyi gerçekleştirmek için bugün küçük bir adım atabilirsiniz. Bu, geçmişi geleceğe bağlamanın harika bir yoludur.
Geçmişe duyduğumuz özlem aslında bizim güçlü bir yanınızdır. Çünkü o özlem, bugüne ve geleceğe dair inşa edeceğiniz hikayelerin temel taşlarını barındırır. Hayallerimizi özlemek, bizi biz yapan değerlerin ne olduğunu anlamamız için bir davet gibidir. Bu davete kulak verdiğimizde, hem geçmişle sağlıklı bir bağ kurmak hem de geleceği daha anlamlı bir şekilde inşa etmek mümkün olacaktır.
